Ergenekon Partisi muhalefetle birlikte harekette. Ergenekon içerde değil dışarıda. Ergenekon ülkenin Türk insanının Anadolu’ya giriş sürecini ona daraltmak için kurgulanmış dış mihraklı iç terörümüzdür.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ki halka karşı işlenen cürümlerden beslenen ve devletleşen Avrupa hastalıklarıyla gelişen bir virüsün yaşamına son verecek bir yazılımın Türkler tarafından keşfedilmesi sürecinde gelinen son noktanın kargaşa için son çırpışlarına şahitlik etmektesiniz.
Ahmet Türk’ün ve Bakan Taner Yıldız’ın burunlarının kırılması, Çankırı Ak Parti'li Belediye Başkanının elmacık kemiğinin kırılması, PKK’nın yaptığı izlenimi verilen Asker ve polis şehitlerimizin çoğalması ve cenaze namazlarının provoke edilmesi hepsi değişim sancılarının ağır histerik deprenişlerini ifade etmektedir. Son çırpınışlar ve toplumu karıştırabilme ümitlerinin son fasıllarıdır. Bunlar bitmeye ve yok olmaya mahkûmdur. İktidar değil değişimi yapan, iktidarı değişime iten halkın bizzat kendi karar ve azimleridir.
Türkiye büyük olma yolunda bütün ağırlıklarını atacak azim ve kararlılığa sahiptir. Ülkenin önüne dikilmek istenen engelleri aşmak, terörü kınamak ve terörün toplumu içine kapatma isteğine inat daha bir aydınlığa açlık hislerini canlandırmak gerekmektedir.
Halkı bezdirme yanında, iktidarı da yapacağı yasal değişikliklere oluşacak açık toplum ve daha demokratik bir düzenden rahatsızlık duymaların ifadesi şehitler, cenazeler, yumruklar, provokasyonlar…
İlk Anayasa maddelerinden ikisi geçti. Halkoyuna sunulacak rakama ulaştı. Başbakan bu iş için nasıl canla başla çalışıyor, muhalefet nasıl canla başla engellemek istiyor, halk kendi gerçeklerini çıplak gözlerle görüyor. Ya ideolojik körlükle yumrukların öfkesinde dinginleşmekteler yahut aklıselimle kışkırtmaları görmekteler… Ya oh çekmekteler, ya da ah etmekteler…
Hiç kimse bu olayların tesadüf olduğunu söylemiyor. Hepsi bir kışkırtmanın, Ergenekon, derin tezgâhın şiddetleşmiş içsel muhalefet geleneğinin bir tezahürü olduğu gerçeği ortadadır.
CHP ve MHP ile BDP ve DSP’nin anayasa karşısında ki tutumlarına bakarak diyebiliriz ki; Ergenekoncu partiler, Ergenekoncuların istediği gibi davranan partiler, bir blok halindeler ve bu halleriyle Mit’çe de açıklanan Ergenekon’un siyasi sorumlusu Deniz Baykal’ın tavrı etrafında görüş birliği içinde kendi seçmenlerine ihanet etmektedirler. Onların blok halinde yeni anayasaya karşı durmaları, Ak Parti’yi daha da halkın nezdinde büyütecektir. Muhalefet partileri, yüksek yargı, darbeci askerler, bürokratlarla birlikte darbe anayasasını savunuyorlar. Dua etsinler ki anayasa mahkemesi iptal etsin. Yoksa Halk bunlara çok büyük bir ders verecektir. Halktan kopuk ve korkmayan bu partiler ilk sandıkta yine eski aynı hezimeti yaşayacaklardır.
Bu darbe anayasası değişecektir. Meclise giden sosyal demokrat olması gerekenlerle onların dümen suyundaki yavru muhalefetin darbenin ürünü anayasayı savunarak asıl kendi ülkücü geçmiş acıları tazeleyerek kendi geçmişine muhalefet değil ihanet etmektedir. Kendi ülkücü tabanını rahatsız edenler halktan seçimde büyük bir hezimeti alacaklardır. Bütün bu olaylar arasında halk tercihlerinde Ak Parti’yi seçmeye muhalefetçe itilmektedir. Basiretsiz muhalefet iktidar için bir nimettir.
Dünya dönüyor ama bizim cahillerimiz, katillerimiz ve kukla kışkırtkanlarımız onu durduracaklarını sanmaktadırlar. Gerçi onlar zavallı, satılmış ruhların basitliğinde memleketlerine hayırlı hizmet yaptıklarını sanıyorlar. Onların yumruklarından ülkenin zarar göreceğini, kimsenin Türkleşmeyeceğini kimsenin de onları taltif etmeyeceğini bilmedikleri ortadadır. Terör terörü besliyor. Terör terörden besleniyor. Ergenekon terör örgütü de bir üst yönetim olarak bütün terör örgütlerini hem besliyor hem de onlarda besleniyor.
Ergenekon Türklere Anadolu’yu dar etmeye ant içmiş, bir alay dönme; Türk değil, Müslüman değil, Türk gibi, Müslüman gibi olanların, her bir ihanetin mihmandarı olanların, dış istihbarat uzantılarının, ülkede ki Türklük ve Müslümanlık düşmanlarının, bu İslam’a hadim ve hami olmuş millete karşı duydukları kinin tezahürüdür.
Artık millet kendi devletine ve istikbaline kendisi sahip çıkmak azim ve kararlılığındadır.
Yorum Gönder
Saldırı, küfürler yorum/fikir sayılmaz.Tarih övgü veya sövgü kitabı değildir.Yorumlarınızı yazarken lütfen İsminizi belirtiniz.